KARABASAN NEDİR ?


1.TIP ALANINDA KABUS

Kabus, uyanıldığında kol ve bacakların felç olmuş gibi hareket etmemesidir. Çoğunlukla düş sonrası olur.[1] İzole uyku paralizileri (uyku felci) de tecrübe et bu vaziyetler, sıklıkla uykudan uyanma vaziyetlerinde izlenir. Hasta uyanıktır, ancak hiç bir yerini kıpırdatamaz, sanki felç olmuş veyahut soluk almayacakmış duygusu içindedir. Hasta için çok ürkütücü olan bu vaziyet, 10-20 saniye kadar devam edip kendi kendine biter veyahut dışarıdan bir kişinin hastaya dokunması nöbeti sonlandırır.[2]
Kabusun diğer bir istikameti ise; kişinin gece uykusunda korkulu düşler görerek uyanması denilen bir uyku bozukluğu olmasıdır.[3]
Kabusun kolay bir uyku hastalığı olduğunu belirten Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Okan Bölükbaşı, bu konu ile ilgili şöyle diyor:
«Kabus, uykuya daldıktan bir müddet sonra iblisin gelip göğse oturması boğazınızı sıkması nefes alamama hiçbir yerinizi oynatamama bağıramama yardım isteyememe şeklinde tarif edilen müthiş bir dehşet ve panik tablosu olarak tanımlanır. Kültürümüzde cinlerle ilişkilendirilen ve sıklıkla hocalara müracaat edilen bu durum aslında basit bir uyku bozukluğudur. Bu olay uykuya daldıktan kısa bir süre sonra bilhassa genç insanlarda hafif uykudan derin uykuya geçiş sırasında üst beyinle alt beyin arasında geçici bir uyumsuzluktan meydana gelen mesele hasebiyle yaşanabilmektedir. Bu olay, bütün dünyada yaygın olarak görülmektedir. Mesela bunun Japon halk kültüründe deniz cinlerine İngiliz halk kültüründe hortlaklara Kuzey Amerika'da cadılara bağlı olduğu zannedilirmiş. Ülkemizde bunun çok kolay rehabilitasyon edilebilen nörolojik bir mesele olduğu ne yazık ki bilinmemektedir. İnsanlarımız bu konuda ehil olmayan kişilere gidip vakit kaybetmektedirler. Bu hastaların kesinlikle nörolojik kontrolden geçmeleri gerekmekir. Bu tür hastaların bazılarında çok nadir olarak ur kanser damar yumaklaşması veyahut irin gibi beyin sapı kisti tespit edebilmektedir. Bu gibi vaziyetlerin bertaraf edilebilmesi için hastaların ciddi bir nörolojik incelemeden geçirilmeleri koşuldur. Rehabilitasyon kısa kolay kolay ve nettir.» [4]
Kabus, yoğun vokalizasyon, motilite ve yüksek otonomik boşalmayla kendini gösteren ve gece uykusunda ortaya çıkan aşırı korku ve panik dönemleridir. Fert oturur veya kalkar, çoğunlukla gece uykusunun ilk 1/3'ünde olur ve panik ifade eden bir çığlıkla birliktedir. Oldukça sık olarak sanki kaçmaya çalışıyormuş gibi kapıya hamle yapar, ancak seyrek odayı terk eder. Olayın anımsanması, şayet varsa, oldukça hudutludur (genellikle anımsadığı bir veya iki fragman şeklinde zihni imgelerdir) [5]
Uyku süresince beden işlevleri, felce uğrar. Rüyalar benliğimizi acıtan acılardan alıkoyar. Uykumuza kargaşa hakim olduğunda uyku durumu ruhumuzu takip eder. Uyku felcinde hypnogogic ve hypnopompic halüsinasyonlar eşliğinde geçirilen uyku felci, ruhumuza akılalmaz korku verir.
Hypnogogic durum, insanın uykuya dalma sürecinde deneyenler olarak dile getirilirken, hypnopompic durum uyanma sürecinde ele geçirilen deneyimleri içerir. Bu duyular, vücudun geçici bir felç ile hareketsiz kaldığı uyku felciyle de beraber yaşanabilmektedir.[6]
Uyku felci (Halk arasında “kara basan” olarak da bilinir), uyandıktan hemen sonra (hipnopompik felç olarak da bilinir) veya seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce, bedenin geçici olarak hareket edememesi (felç olması) ile karakterize edilen bir durumdur.
Fizyolojik olarak, REM atonia olarak da bilinen REM uykusu esnasında oluşan normal felç ile yakından alakalıdır. Buna göre bir takım bilim insanları ve fizikçiler bunun uyku döngüsünün “natürel” bir tesiri olduğuna inanır. Uyku felci beyin REM vaziyetinden tamamiyle uyanık vaziyete geçse de beden felcinin devam etmesi vaziyetinde oluşur. Bu vaziyet, kişinin şuurunun tamamiyle açık olmasına karşın hareket edememesine yol açar. Ayrı olarak bu vaziyet ile beraber hipnopompik sanrılar olabilir.
Çoğu kez, uyku felcine uğrayan kişi tarafından bunun bir düş nedeniyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin kapı araladığı sanrılar bazen durumun normal bir rüya olarak idrak etmesine, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine kapı aralar.[7]
Anksiyete bozukluğunun bir belirtisi olarak; kişi, içinde korkuya benzeyen bir duygusu olduğunu, sanki kötü bir haber alacakmış gibi hissettiğini anlatır. Lakin korkusunun nedeni ve nesnesini bilmez. Halk arasında “bun bastı, korkutuyorlar, kabus bastı” gibi sözcüklerle anlatılmaya çalışılır. Bazen,özellikle uzun sürdüğünde, bunaltı durumu kişide yılgınlığa kapı araladığından çöküntü belirtileri de beraber bulunabilir.[8]
Kabus, gebelikte disoriyentasyon, çöküntü, uykusuzluk, irritabilite, psikotik bozukluk gibi görülebilen rahatsızlıklar arasındadır.[9]

Tarihçe

İbni Sina (M.S. 980-1037), "Yasa" (Canon) kitabında ruh bozukluklarını ve hastalıklarını on beş grup içinde toplamış, bunlar arasında şu hastalıklara yer vermiştir:
  1. Beyin dokusuna ve beyin zarlarına sarı safranın tesiri neticesi ortaya çıkan ateşli akıl hastalıkları,
  2. Beyinde, orta ve yan karıncıkların dokusunda değişme neticesi ortaya çıkan algı, hafıza ve düşünce bozuklukları,
  3. Kanın, kara veyahut sarı safranın kapı araladığı şuur bulanıklıkları, kara safranın kapı araladığı melankoli.
İbni Sina sınıflandırmasında aşırı ihtiraslara, eşcinselliğe, karabasana, kuduza, maniye ve şubat aylarında "kendisini kurt gibi görme" belirtisiyle ortaya çıkan hastalığa da (lycanthropy) yer vermiştir.
Fernel (M.S. 1497-1558), Fransa'da tinsel bozuklukları ve hastalıkları beynin zarlarını, yapısını ve karıncıklarını bozan nedenlere bağlı olarak üç büyük gruba ayırmıştır. Birinci grupta baş ağrılarına; ikinci grupta ateşli akıl hastalıkları, bilinç bulanıklığı ve maniye; üçüncü grupta baş dönmesi, epilepsi, felç, karabasan, adaleme, melankoli ve titremeye yer vermiştir.[10]

Çocuklarda Karabasan

Karabasan gece yarısı uyku esnasında yaşanan bir gerilim neticeninde aniden uyanma gibi fiziksel neticelere kapı aralayan bir durumdur. Karabasan yaşayan bir çocuk çığlık atabilir, kaçmaya çalışabilir ve yerinden kalmak isteyebilir. Hissedilen korku ve panik birkaç dakika sürebilir. Bu durumlarda çocuğunuzu yatıştırmanız ve teskin faktörüz gerekmektedir. Karabasan gören bir çocuk sabah uyandığında gece yaşadıklarını anımsamaz. Tıpkı uyurgezerlik gibi karabasan da çocuklar arasında sıklıkla görülür ve ergenlik çağında dahi devam edebilir. Çocuğunuz istediği halde yataktan kalkamaz, bir güç tarafından hareketlerinin engellendiğini hisseder, kıpırdayamaz ya da konuşamaz, bağırmaya çalıştığı halde sesi tüm çabalamalarına rağmen çıkmaz. Bu süre zarfında çeşitli halüsinasyonlar görülebilir. Karabasan genellikle 4-12 yaşları arasında görülmeye başlanır ve uykunun en derin olduğu anda hissedilir.
Bazı çocuklar ayda 1-2 kere karabasan görür. Bazı çocuklar ise bu durumu daha sık yaşar ve korkudan kendilerine ya da etraflarına zarar verir. Bu çocuklar yaptıkları şeylerin farkında bile değildir. Ergenlik çağında yaşanan uyurgezerlik durumu karabasana eşlik edebilir. Bazı çocuklar evin çevreninde koşmaya başlayabilir, uzun bir süre konuşmak istemeyebilir. Uyandıklarında kafaları karışmış ve ne yapacaklarını şaşırmış gibi görünen bu çocuklar, tekrar uykuya dalar. Sabah uyandıklarında ise hiçbir şey anımsamazlar.
Karabasan genellikle sinir krizi olarak düşünülmektedir. Bazı çocuklar gerilim filmi izledikten sonra ya da korkunç bir hikâye dinledikten sonra karabasan görür.
Bazı çocuklar ise yaşadıkları ve kökleşmiş hale gelen korkuları nedeniyle karabasan görür.
Her iki durumda da anne ve babaların yapabileceği en ehemmiyetli şey sakin olmak ve çocuğu deşarj olmaktır. Çocuğunuzun yaşadığı gerilime veyahut strese kapı aralayan vaziyetin kaynağına inin.
Çocuğunuzun kabus görme sıklığı artmışsa, kesinlikle natürel sıhhat uzmanınıza müracaatın. Doğal sağlık uzmanları çocuğunuzun ruhsal, duygusal ve fiziksel dünyasına girerek sorunlarını çözmeye çalışır. Uyku bozuklukları başlığı altında sizlere önerdiğimiz rehabilitasyonlar çocuğunuzu yatıştırıp sakinleştireceğinden, bu rehabilitasyonları özenle uygulamanız gerekmektedir. Çocuğunuzla sohbet etmeye çalışın, kaygılarını ve korkularını gidermek için elinizden geleni yapın. Çocuğunuz, etrafında oyuncak, televizyon ve arkadaş gibi dikkatini dağıtan dış etkenler olmadığında, sizinle daha rahat konuşur. Bu yüzden çocuğunuzla baş başa konuşmaya çalışın. Onu dikkatle dinleyin ve sorunlarına analiz eder üretmeye çalışın. Çocuğunuz yatmadan önce moralini bozacak rastgele bir davranıştan, hikâyeden, filmden ve oyundan kaçının.
Çocuğunuz uyanmadan hemen önce karabasan görüyorsa, kendisini normal uyanma saatinden 15 dakika önce uyandırmanız önerilmektedir. Bu şekilde çocuğunuzu deşarj olabilir ve tekrar uykuya dalmasını sağlayabilirsiniz. Çocuğunuzu karabasan gördüğü saatlerde uyandırarak deşarj olursanız, yaşadığı negatifliğin tekrar etmesini önleyebilirsiniz. Bu şekilde yaşadığı kısır döngüyü de kırarak karabasanı önlemiş olursunuz.[11]

Karabasan ve Sleep Paralysis (Uyku Felci)

Sleep Paralysis, Türkler arasında "karabasan" olarak bilinen bir semptomdur. It is a generalized absence of myogenic tonus, which occurs suddenly during sleep and spontaneously and completely recovers in minutes. It can cause great fear, especially during its initial occurrence. Hypnagogic hallucinations occurring at sleep onset are vivid perceptual experiences, either visual or auditory, like a dream. The last two symptoms of the tetrad can be observed in isolated form in normal persons.[TÜRKÇE'YE ÇEVRİLMELİ][12]
Paralysis occurring just before a person falls asleep.[TÜRKÇE'YE ÇEVRİLMELİ][13]
Halk arasında “Karabasan” olarak bilinen uyku felci, uyandıktan hemen sonra veya, seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce bedenin geçici olarak hareket edememesi (felç olması) ile karakterize edilen bir durumdur. Uyku felci, kişinin bilincinin tamamen açık olmasına rağmen hareket edememesine neden olur. Ayrı olarak bu durum ile birlikte halüsinasyonlar olabilir. Çoğu kez, uyku felcine uğrayan kişi tarafından bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır.Uyku felcinin neden olduğu halüsinasyonlar bazen vaziyetin normal bir düş olarak idrak etmesine,bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine yol açar.[14]

Belirtiler

Uyku felcinin başlıca belirtisi uyanma öncesi veya uyuma öncesi görülen kısmi veya geçici iskelet adalesi felcidir. Diğer bir söylemle, bir kişinin uykuya dalarken veya uyanırken hareket edememesi veya konuşamaması hissidir. Uyku felci ile beraber hipnopompik sanrılar olabilir. Bu halüsinasyonlar işitsel, dokunsal ve/veya görsel olabilir. Uyku felci kişi tekrar REM uykusuna dönmeden önce veya tamamiyle uyanmadan önce birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir. Çok uç vaziyetlerde, 4-5 saat sürdüğü de bilinmektedir.[7]

Olası sebepleri

Uyku felci, düş gören bir kişinin düşünde yaptığı hareketleri aynen yapmasını engellemek için REM uykusu müddetince oluşur. Uyku felcinin fizyolojisi ile ilgili çok az şey bilinir. Bununla beraber, uyku felcinin beynin pons bölgesindeki motor nöronların post-sinaptik inhibisyonu ile irtibatlı olduğu önerilmektedir. Bilhassa, düşük düzey melatonin adalelerin uyarılmasını engelleyecek şekilde sinirlerdeki depolarizasyon akımı durdurabilir, ve düşte yaşanan eylemin gerçekte yaşanmamasını sağlayabilir (sözgelimi, düşünde koştuğunu gören bir kişinin gerçekte koşmasını engellemek gibi).
Uyku, 5 safhadan oluşur. 4 NREM (non-rapid eye movement) ve 1 REM (rapid eye movement) safhası. NREM safhaları uyku döngüsünün (Bu döngü de 90-120 dakika arası sürer) toplamda u'ini oluştururken, REM safhası %'ini oluşturur.
REM safhasında düşlerimizi görürüz ve bu safhada beyin, vücudu geçici olarak felç eder ve bundan dolayı düş görürken bırakın hareket etmeyi, ufak homurtular haricinde ses dahi çıkaramayız. En azından olması şart olan budur, ters takdirde düşümüzde bir adamı kovalarken kendimizi bir duvara çarpıp kafamızı gözümüzü faydayken, haneden çıkıp sokakta pijamalarla (veya daha kötüsü, çıplak) koşarken veya oturduğumuz apartmanın yedinci katından düşerken bulabiliriz. Düşüneceğiniz gibi, uyurgezerlik de bu felç işlevinin çalışmamasına bağlı bir bozukluktur.
Ayrı olarak, bu düzensizliği yaşayanlar ve narkolepsiden muzdarip olanlar arasında bariz bir ilişki vardır. Lakin, fark çalışmalar çoğu insanın hayatlarında en az bir defa uyku felci yaşadığını göstermektedir.
Bazıları, değişik etmenlerin uyku felci ve halüsinasyonların yaşanma ihtimalini arttırdığını rapor etmişlerdir. Bunlar:
  1. Sırtüstü yatmak,
  2. Gayri muntazam uyuma saatleri; şekerlemeler, çok veya az uyumak,
  3. Fazla stres,
  4. Ani etraf/hayat tarzı değişiklikleri
  5. Olaydan hemen önce görülen temiz rüya. Ayrı olarak berrak rüya durumuna girebilmek için kullanılan bilinçli indüksiyon yaygın bir yoldur. WILD olarak da bilinir.
  6. Yapay uyku yardımcıları ve antihistaminler.
  7. Uyku öncesi açlık.
En çok kabul göreni, stresli yaşamdır. Faraziyeye göre aşırı stresli veya bunalımdaki bir insan çok az uyur, çok fazla uyur; çok geç yatar, çok erken yatar; çok geç kalkar... Bundan dolayı alt üst olan uyku döngüsü de, ortaya çıkan uyku bozukluklarının neticeninde hatalı bir şekilde işler ve uyku felci gerçekleşir.
Yanlış yatma şekli de ehemmiyetli bir etmendir. Uyku felçlerinin çoğunlukla sırtüstü pozisyonda uyunurken yaşandığı tespit etmiştir. Bu konudaki bir başka görüş de, boynun yanlış bir biçimde duruşunun uyku felcine kapı aralayabileceğidir. Yoğun stres zamanlarında ya da psikolojik sorunlar yaşayan kişilerde uyku felcinin daha sık görüldüğü belirtilmektedir. Bazı sakinleştirici ilaçlar kullananlarda uyku felci görülme ihtimali, normale göre 5 kat daha fazladır. Uyku felci yaşayanların takriben üçte birinde, gün içinde panik atak olduğu belirlenmiştir. Uyku felci, bir hastalık değildir. Kişiye çok büyük bir ölüm korkusu yaşatsa da, hiçbir zararı yoktur. Ancak insanı korkutan bu durumun yaşanmaması için alınabilecek bazı tedbirler bulunuyor. En ehemmiyetlisi, düzenli ve yeterli uyumaktır. Olası olduğunca stresten uzak durmak da çok ehemmiyetlidir.[7]

Kabus ve Hallüsinasyon (Varsanı, Hallucination)

Ortada bir nesne yokken, varmışçasına algı edilmesi demektir; beş duyudan rastgele birinde veya bir kaçında husule gelebilir. Seyrek psikiyatrik hastalıklarda, tecrübi olarak da hipnoz altında iken, olan şeyin algı edilmemesi vaziyetine rastlanabilir ki, buna negatif hallüsinasyon denir. Şayet kişi hallüsinasyonunun gerçek olduğuna inanıyorsa (yâni egosintonik - egoyla bütünleşmiş bir hallüsinasyon mevzubahis ise), bu vaziyet ekseriyetle psikoz belirtisidir; bunun hallüsinasyon olduğunu farkındaysa (yâni egodistonik - egoya yabancı bir hallüsinasyon mevzubahis ise), çoğunlukla nörolojik bir hastalığa delâlet eder.
Sıhhatli insanlarda da, bilhassa yoğun zorlanma altındayken görülebilen benzer nitelikli iki hallüsinasyon vardır: Hipnagojik ve hipnopompik hallüsinasyonlar. Birincisi uykuya dalarken, uyku ile uyanıklık arası dönemde, ötekisi de aynı dönemde fakat uykudan uyanırken olur. Bu esnada tipik olarak kişinin bedeni felç halindedir ve hallüsinasyonlarının hallüsinasyon olduğunun da kısmen farkındadır. Bu vaziyetten kurtulabilmek için yoğun gayret sarf eder. kolunu bile kıpırdatabildiğinde hâdise biter. Halk arasında kabus tecrübe et bu vaziyet tamamiyle beynin bir oyunudur ve narkolepsi tecrübe et bir hastalığın da belirtisi olabilir.[15]
Vivid dreams that occur just before a person falls asleep; accompanied by sleep paralysis.[13]

Narkolepsi Hastalığı

Katapleksi. başka bir deyişle şuur kaybı olmaksızın iskelet adale gerginliğinin kaybı, şaşırtıcı nörolojik bir hastalık olan narkolepsinin tanımlayıcı belirtilerinden biridir. Kataplektik krizler, çoğunlukla bir kahkaha ile başlar, diğer vakitlerde ise utanma, yabancılarla sosyal ilişkiler, ani hiddet, atletik güç sarfetme veyahut cinsel ilişki bir krizi başlatabilir.
Hastaları güçsüz bırakan diğer bir hastalık belirtisi de, gündüzleri daimi uykulu olma vaziyetidir. Şayet hayatınızda 48 saat uyumadığınız olduysa, narkoleptik hastaların her gün yaşadığı uykulu olma vaziyetini yaşamışınız demektir. Kendilerini o kadar uykulu hissetmelerine karşın, bu hastalar geceleri pek iyi uyuyamazlar. Kısa bir kestirmeden sonra kendilerini yenilenmiş hissetseler de uyku hissi kısa müddet sonra yine başlar. Netice olarak, narkoleptik kişiler, yersiz yerlerde uyuyakalırlar. Bu yüzden de rehabilitasyon edilmezlerse trafik kazaları açısından çok büyük riziko altındadırlar. Çoğunlukla bu kişiler, işlerinde ve okullarında yüksek performans göstermekte güçlük çekerler.
Son birkaç senedir araştırmacılar, bu güçten düşürücü ama şaşırtıcı derecede de yaygın olan hastalığın gizemlerini çözmeye başladılar. Yapılan çalışmalarda ortaya çıkan şu ki. katapleksi sırasında beyinde etkilenen bölgeler, rüyalarımızla senkronize bir şekilde hareket etmemizi engelleyen bölgelerle aynıdır (sözgelimi, rüyamızda bir yarışta isek. bacaklarımızı sağa sola çarpmamız gibi). Ayrı olarak bilimadamları. değişinime uğradığında köpeklerde narkolepsiye sebep olan bir gen bulmuşlardır. Narkolepsinin bir otoimmün hastalık olabileceğini ortaya koyan bazı ipuçları da vardır. Bu durumda bağışıklık sistemi, sanki yabancı bir dokuymuş gibi normal beyin dokularına saldırmaktadır.
Bu hastalığın bir dizi alışılmış olan dışı özellikleri vardır. Katapleksi ve uyku hissi yanında, diğer iki klasik belirti de uyku felci ve hypnagogik halisünasyonlardır.
Uyku felci, uyuyakalırken ya da uyanırken kımıldayamama durumudur. Normal fertler hayatlarında birkaç sefer kısa süreli uyku felci durumu yaşayabilirler. Ama bir hayli narkoleptik hasta için hergün görülebilecek bir durumdur. Hynagogik halisünasyonlar. uyanma sırasında, çevredeki unsurları da içeren düş benzeri tecrübelerdir. Bunlar çoğunlukla narkoleptik kişilerin en uykulu oldukları vakit oluşur. Ama, her narkoleptik hasta aynı şekilde problemler yaşamaz. Sözgelişi, kataplaksinin ve uyku halinin şiddeti fertler arasında farklılık gösterir.
Narkolepsinin geniş şekilde olması de şaşırtıcıdır. Bu hastalık. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'de iki binde bir oranında gözlenir. Diğer ülkelerdeki oranlar. Japonya'da altıyüzde bir. İsrail'de beşyüzbinde bir kişidir. Bu fark oranların nedeni. ırka bağlı genetik etkenler veyahut muhtemelen etrafsal etkenler olabilir. Narkolepsinin AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'de görülme oranı, "amyotrophic lateral sclerosis" hastalığının takriben on katı. "multiple sclerosis" hastalığının yarısı, "cystic fibrosis" hastalığının beş katı ve "parkinson" hastalığının takriben dörtte biridir. Narkolepsinin ilk belirtileri, tipik olarak onlu veyahut yirmili yaşlarda görülür. Belirtiler birkaç sene müddetle kötüleşir, daha sonra değişmeden sürer.[16]
Rehabilitasyonu düzenli yatış vakiti, gündüz şekerlemesi desturu, ani uykuya karşı güvenlik tedbirleri, gündüz için ikazcılar, antidepresan kullanımı biçimindedir.[17]

Uyku ve Narkolepsi

Narkolepsi. uyku kontrol mekanizmasının bozulmasıyla ilintilidir. Uyku döngüsü, normalde iki temel fazdan oluşur. REM (hızlı göz hareketi) uykusu ve Non-REM (hızlı göz hareketi olmayan) uyku, Non-REM. sakin bir uyku durumudur. Kaslar gevşer, ama yeniden de bir parça gergindirler: nefes alma düzenlidir, nefes alma düzenlidir, serebral korteks, yüksek voltajlı dalgalar üretir ve beynin enerji tüketimi çok az düzeydedir. REM evresi ile non-REM evresinin her ikisinde de, çevrede olan bitenin bilincinde olmama durumu, bu ikisinin benzerliğidir. Buna rağmen. REM fizyolojik olarak oldukça farklıdır, alma ve kalp atışı düzensizdir, hızlı göz hareketleri gözlenir, korteks. hızlı, gayri muntazam, düşük voltajlı dalgalar üretir ki bunlar uyanıkken görülür ve beyin metabolizn uyanıkken olduğundan daha yüksek düzeydedir. REM uykusu sırasında duruşu sağlayan kaslardaki- örneğin sırt ve bacak kasları- sertlik/gerginlik mevcut değildir, lakin ara ara ani adale seğirmeleri motor hareketsizliğini bozar.
Nakkoleptik olmayan kişiler gece uykularına non-REM uykuyla başlarlar. Bunu takriben doksan dakika sonra REM uykusu izler. Bu özellikten dolayı- ve ayrı olarak narkoleptik hastalar adale gerginliğini kaybettiği için ve ele normalde yalnızca REM uykusu esnasında olan, düşe benzer halüsinasyonlar gördükleri için araştırmacılar şu hipoteze varmışlardır: narkolepsinin bu belirtileri. REM uykusundaki bir takım özelliklerin yersiz bir şekilde tetiklenmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır.
Uyku problemleri narkolepsinin en yaygın görülen belirtileri olmasına karşın, bu hastalık üzerine yapılan araştırmaların çoğu. katapleksiyi başlangıç noktası olarak ele almıştır. Uykulu olma vaziyeti aslında normal bir olgudur, narkolepside anormal olan uykulu olma vaziyetinin miktarıdır. B narkoleptik hastalarda görülen bir takım uykulu olma vaziyetlerinin anormal olup. olmadığını anlamak güçtür. Diğer taraftan, katapleksi. normal fertlerde asla görülmez. Katapleksi kolayca ölçülebilir ve aniden başlar. Bu aniden başlama durumu, bilimadamlarına. katapleksiyi tetikleyen sinirsel olayların zamanını be- lirleme fırsatı verir. Katapleksinin gözlemlenerek, narkolepsi patolojisinin daha acık olarak anlaşılması umulmaktadır.[16]

Karabasan (Sleep Paralaysis)

Karabasan, Uyku felcidir. Derin uyku ve uyku uyuşukluğunun anormal bir şeklidir. İnsanlar, rüya gördükleri REM uykusu sırasında, göz ve solunum kasları dışında tamamen fizyolojik bir felç durumundadırlar. Hiçbir kasları çalışmaz. Hasta, birkaç dakika hareket edemez. Umûmiyetle uykuya dalarken veya uykudan kalkarken bu uykulu hâli ile birtakım sesler duyduğunu veya şekiller gördüğünü sanır. Kestirme yaparken veya uykuya başlarken... Bu durum, başka sebeplerle de ortaya çıkabilir. Ses duyma ve şekil görmeler, aynı anda olabilir.
Böyle olmasaydı, biz rüyalarımızı oynar hale gelirdik. Rüyamızda ne yapıyorsak, yatakta da onu yapmaya başlardık. Bazen düşten uyandığımızda beynimiz uyanık ve çevrenin farkında olduğumuz halde, hareket edemez, ses çıkaramaz ve göğsümüzün üzerinde bir ağırlık varmış gibi hissederiz.
Bunu herkes, hayatının bir döneminde en az bir sefer yaşamıştır. Korku verici bir vaziyettir. Fakat saniyeler içinde kendi kendine düzelir. Kabusun olma nedeni; uykudan uyanmamıza karşın REM uykusundaki fizyolojik felç halinin, uyanır uyanmaz çözülmemesine bağlıdır. Çok kolay izah etmek gerekirse, "Uykudan uyandığın anda beyin uyanıyor; fakat vücut uyanmıyor..." İkisi arasında bir irtibat vardır. Vücut, bu sinyali alıp gerçekleştiremiyor hemen. Bu, genelde stresten, yorgunluktan vs. olarak izah ediyor.
Fizyolojik olarak, REM atonia olarak da bilinen, REM uykusu esnasında oluşan normal felç ile yakından alakalıdır. Buna göre bir takım bilim insanları ve fizikçiler bunun uyku döngüsünün "natürel" bir tesiri olduğuna inanır. Uyku felci, beyin REM vaziyetinden tamamiyle uyanık vaziyete geçse de, beden felcinin devam etmesi vaziyetinde oluşur. Bu vaziyet, kişinin şuurunun tamamiyle açık olmasına karşın hareket edememesine yol açar. Ayrı olarak bu vaziyet ile beraber hypnagogic halisünasyonlar olabilir.
Rüyada gördüğümüz aktivitelerin fizyolojik tesiri, tıpkı günlük hayatta açık bilinçle yaşadıklarımızın aynısıdır. Rüyamızda, koşmak, şarkı söylemek, kaçmak aktivitelerinde bulunuyorsak beyinden kaslara bu işlevler için buyruklar gider. REM uykusu sırasında oluşan bu hareket buyruklarını "Locus Coeruleus" noktası durdurur. Bu yüzden, kişi, hareket etmek istediği halde hareket edemez. Uyku esnasında kişileri savunmaya yönelik oluşmuş bu güvenlik sistemi, özellikle heyecanlı rüyalarda kişiye felç olmuşluk duygusu verir. İnsan, rüyasında da kaçmak istediği halde kaçamadığı, koşmak istediği halde koşamadığı rüyalar görür. Bu felç olmuşluk hissi, korkunç rüyalarda karabasana dönüşür ve mübalağalı korku reaksiyonları (hızlı kalp çarpıntısı, ter içinde kalmak, ağız kuruluğu vb.) hissederek uyanan karabasan sahipleri KARABASAN sanrısı ile kalkarlar.
Çoğu kez, uyku felcine uğraya kişi tarafından, bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin kapı araladığı halisünasyonlar bazen durumun normal bir rüya olarak idrak etmesine, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine kapı aralar .
Karabasanın, insanın uyanışı esnasında fiziksel, eterik ve astral bedeninin bu arada bir araya gelmediklerini ve birinin dışarıdayken (tam olarak bedene girmemiş halde) diğerinin bedene dönmüş olduğunu biliyorum. Odayı hisseder, görürsünüz, hem de dokunduğunuzu da hissedersiniz, yatakta olduğunuzu da... Fakat bağırsanız sesiniz çıkmaz,zira astral bedeninizle bağırıyorsunuz, fiziksel bedeninize aynı ikazı gönderemiyorsunuz. Aynı şekilde bu sebepten dolayı fiziksel bedeninizi hareket ettiremezsiniz.
Karabasanın iki temel nedeni var:
  1. Kan dolaşımındaki düzensizlikler.
  2. 2-Psikolojik gerginlikler.
Daha önceki bir Avrupa şampiyonu güreşçi, bu durumun sebebini şöyle izah ediyor: "İnsanın gece yatış pozisyonu ehemmiyetli. Sırtüstü yatarsan, vücuttaki kan dolaşımı çok kısa süren bir an, ayni seviyede kalır veya durur. Bu anda vücut, söz edilen sıkıntıları yaşar. Ama sen bu durumdayken, ufak bir hareket yapsan -bir parmak bile oynatsan mesela- kan, yeniden vücutta dolaşmaya başlar ve sıkıntı dağılır."
Bu anlattığımız olayın ilmi isimi, "Rapid Eye Movement"tir (REM). İnsanın uykusu, birkaç aşamadan oluşur. REM döneminde, hızlı göz hareketleri vardır ve beyin aktivasyonu durur. Ama bazı insanlarda beyin aktivasyonu, zaman zaman ya da sürekli durmaz. Vücudu kontrol edemezsiniz; ama bilinçli ya da bilinçsiz çevreyi görebilirsiniz. Bu korkutucu bir durum. Çocukluktan beri "karabasan, karabasan" diye anlatılan hikâyeler, bilinçaltında daha da büyük korkular yaratıyor. Bir daha yaşarsanız, bilinciniz yerinizde ise bu bir sağlık problemi ve uyanmalıyım diye düşünün ve odaklanın. Uyanacaksınız.

2.HALK DİLİNDE KARABASAN

Cinlerle Alakası Var mı?

İslam dinine göre ‘karabasan' yada halk dilinde olduğu gibi ‘ağır basma' diye adlandırılan bu olay cinlere bağlanır. Beşer (İnsan) soyu dışında en açık şekilde Kuran-ı Kerim'de tarifi yapılan bir diğer canlı da cinlerdir. Bir tür ateşten yaratıldığı ve insan gibi kendi amelinden mesul olduğu bilinir. İslam toplumunda karabasandan muzdarip insanlar hocalara götürülür, muskalar taşır yada yatağının altına yerleştirilen makas, bıçak gibi metal kesicilerle bu kâbustan kurtulmaya çalışır.
Peki karabasan, harbiden de cinlerin insanlara yaşattığı bir tür uyku eziyeti midir?
Karabasan olayı ve lohusalık halinde gelen hadiseler, Anadolu'nun her tarafında görülen mevcut olaylarındandır. Genellikle zemher ayında doğu bölgelerimizde “cingoloz” dediğimiz olay da bunlardan bir tanesidir. Yani uyku/uyanıklık arasında, genelde kıllı-mıllı, siyah, goril gibi bir ağırlığın üzerinize oturduğunu, eliyle kolunuza bastırdığını, konuşamaz durma geldiğinizi, dilinizin kilitlendiğini, hareket alanınızın tamamen kısıtlandığını görürsünüz. Daha sonra bu halden çıkınca, dersiniz ki; “Ben, böyle bir şey yaşadım…”
Ya da geceleyin uyurken, aniden bir ses duyarsınız; sizi dışarıya çağırır. Sanki uyurgezer gibi hareket edersiniz, (peşinden) gidersiniz. Kendinin “cingoloz” olduğunu söyler veya sizin yakınınız şeklinde de gelebilir, sizi rastgele bir yere götürebilir. Bu tip olaylar da var.
Bir de albastı olayı dediğimiz, loğusa bayanlarda olan bir hadise: Sanki çocuğunu götürüyormuş gibi; rahatsızlandırmalar, beşiğin yerini, yatağını değiştirir gibi görüntülerle başlayan bir “hastalık” türü de var.
Şimdi bu “ağırbasan” halleri ne vakit olur? Ağırbasan, albasan, albastı dediğimiz bu olaylar, genelde vücut yorgunken ya zihni veyahut bedenen bir yorgunluk hissi(nden sonra başlar.) Mesela; bir yolculuğa çıktınız, dönüşte bayağı bir yoruldunuz ve metruk bir yerde yalnız” kalıyorsunuz. İşte o anda siz, vücudunuz, bünyeniz uygun ise (bu, herkeste olmayabilir) bir “menfez” açabilirsiniz. Bir de bakarsınız ki, üstünüze bir ağırlık gelir, gözleriniz ağır ağır kapanır, üzerinize korkunç bir ağırlık iner. Sesiniz soluğunuz kesilir ve yanınızda biri varsa bağıramazsınız, sesinizi ona duyuramazsınız. Bazıları da kendi tinsel güçleriyle bir dua okur, bir Ayete'l-Kürsi okuyabilir veya bütün gücüyle “Allah!” diyerek o halden çıkabilir.
Kabus olayı, diğer dinlerde de vardır. Belki onlar da Hz.İsa'dan ve kendi dinlerinden bir yardım talebinde bulunmak suretiyle aniden tinsel bir güçle bu vaziyetten çıkan insanlar olduğunu görüyoruz.
Demek ki burada olan hadise, vücutta bir “menfez”in açılmasıdır. Genelde bedensel ve zihni yorgunluk, bu vaziyete sebep oluyor.

Menfez Açıklığı Nedir?

Vücuttaki menfezler, genelde –nasıl ki insan vücudunda “akupunktur noktaları” gibi açıklıklar var ise, bunları gösteriyoruz. Diyoruz ki, hücreler arasında, sinir sistemindeki bir takım nöronlar içerisinde belli aralıklar vardır. Bu aralıklar, vücudun rastgele bir kesiminde olabilir. Gözlerde –bir hassasiyet olarak-, ellerde, alında, boyunda, göğüste veya ayaklarda olabilir. Bunlar, ancak tecrübeler nihayetinde bulunabilir; zira her insanın yapısı farktır ve biyolojik farklığına göre de görünmeyen bir takım “şua”lar giriyor. İşte biz, bunlara “menfez” diyoruz. Başka bir deyişle sizin manyetik şuaları aldığınız vücuttaki kilit noktalarıdır. Bunun haritasını da çıkarıyoruz. Diyoruz ki, şu, şu, şu noktalar, sizde biyolojik enerjinin girmesine kapı aralıyor ve bunlara “menfez” veyahut “koridor” diyoruz.
Bu vaziyette bizim kültürüm tesiriyle görülen halüsinasyonların İslam dininin tesiriyle cinleri çağrıştıran kedi yada insan benzeri garip görünüşlü simgeler olması da kaçınılmazdır. Sözgelimi Alman kültüründe kabusa ‘Hexendrücken' (cadı basması) denir. Ortaçağ kültüründen meydana gelen cadı figürü ön tasarıdadır. Ruhun arınma safhalarıyla çok alakalı olan Budizm tesiriyle Hindistan'da bu olay, ruhun erdeme erişirken, kötü Hindu iblisi Rakshasan tarafından engellenme gayreti şeklinde açıklanır. Rusya'da uyku felcine domovoi ismindeki hane ruhunun sebep olduğu inancı hakimdir; domovoi kötü giden bir evlilik yada hainlik gibi bir nedenden dolayı hane halkını cezalandırdığı düşünülür.
Kabus olayına benzer uyku felci yaşayan Amerikalıların ise diğer ülkeler kadar bariz kültürel bir altyapıları olmaması sebebiyle, izahları daha farklıdır: Uzaylıların kaçırması olayı. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'de binlerce insan gece uyurken uzaylılar tarafından kaçırıldığını, tutsak edildiğini yada ziyaret edildiğini bildirmiştir. Çoğunun izahı uyku felci durumunda yaşananlarla aynı özellikler göstermiştir: Hareket edememe, uyanık olduğu halde konuşamama, üzerinde bir ağırlık hissetme vs.

Peki Karabasan'dan Nasıl Kurtulunur?

1. İlk olarak bir hekime müracaat etmeli..
2. Karabasan görmekten korktuğunuz gece, sırtüstü yatmamalı.
3. Yatağın üzerinde yada yerde ekmek kırıntısı filan varsa temizlemeli.
4. Yatarken yatağa abdestli girmeli, Euzü Besmele okuyarak sağ yanı üzerine kıbleye karşı yatıp, sağ avucu sağ yanağın altına koymalıdır. Âyet-el Kürsi, 3 İhlas, sonra Fatiha ve 1er kez iki kul euzüyü okumalıdır. Sonra 3 defa (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illahü) okuyup, üçüncüsüne (el-hayyelkayyume ve etubü ileyh) ilave etmelidir. Daha sonra da 10 kere (La havle vela kuvvete illa billah) okuyup, onuncusuna (hil aliyyil azim ellezi la ilahe illahü) ilave etmelidir! Li ilafi'yi [Kureyş suresini] gece yatarken 11 defa okumalı. Aşağıdaki hadis-i şeriflerde deklarasyonlan duaları okumalıdır:
('Bismillâhillezi lâ yedurru ma'asmihi şey'ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüves-semi'ul alim' duasını sabah 3 kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace]
('Euzü bikelimâtillahittammâti min şerri mâ haleka' duasını okuyana, o yerden kalkıncaya kadar, hiçbir şey zarar veremez.) [Müslim]
5. Cevşen duasını okumak ve üzerinizde cevşen duasını bulundurmalı. Korku gibi şeylerden savunmak için yakarmak ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle söylenti etmiştir: "Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, iblislerin kuruntusundan ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım" O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez. Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı (Ebu Davııd, Nesâî, Tirmizî). Ancak bunları istismar edip sanat haline getiren ve saf kadınlarla teşriki mesai edip onlarla haşr ve neşir olmak netlikle haramdır. (Günümüz sorunlarına Fetvalar – 2, Yasin Yayınevi, s: 258 )
6. Fatiha, Nas, Felak, İhlas surelerini okumalı.
7. 7 defa Ayete'l Kürsi'yi okuyup sağa, sola, arkaya, öne, alta ve üste üfleyip yedincisini üflemeden uyumalı
8. 33 defa Sübhanellah, 33 defa Elhamdülillah ve 34 defa Allahü ekber diyerek uyumalı
9. Abdest alıp 2 rekat namaz kılıp abdestli yatmalı.


Yorumlar

  1. Merhaba sizin bana yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum size nasıl ulaşabilirim lütfen yardim edin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlara pek bakamıyorum. üstünden 1 yıl geçmiş neredeyse ama yardımcı olabileceğim bir konuysa yardım ederim.
      cankirar.05@gmail.com

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

CİNLERLE ALAKALI TÜYLER ÜRPERTİCİ BİLGİLER - BÖLÜM 1

Tılsım Çeşitleri

Cin Padişahları